Evet
- Hayır
Aklın
alabildiği belki de tüm olasılıkları içinde barındırmıyor mu, Evet ya da Hayır?
Ama en çok da netlik duygu ve düşüncesini…
Yaşamak
bir yana hayatta kalmanın bile mucizelere bağlı olduğu bir dünyada her şey bu
kadar ihtimallere kalmışken, peki ya insanlar nasıl bu kadar kendinden emin şekilde
var olduklarına inanıp da bu mevcudiyetlerinin kalıcı olabileceğini düşünmekteler?
Hele
ki bunu başarabilenlerin de tüm dünyada yok denebilecek kadar az sayıda
olduklarını göz önünde bulundurursak…
Peki,
bu özgüven duygusunu besleyen kaynak nedir ya da ne olmalıdır?
Bilgiyi
aklınla kullanmak, yeteneklerine güvenmek, kendine inanmak, kararlılıkla çalışmak,
vizyon sahibi yaklaşımlar göstermek, başarıyla yükselmek, güç kazanmak ve en
sonunda zafere ulaşıp tek başına hükmetmek midir nihai sonuç?
Elbette
tüm bunları yapabilmek için en başta da cesaret gereklidir ki, zafer yolundaki
tüm güçlükleri aşıp zirvedeki naralar doyasıya atılabilinsin. Tabi bir de bu
cesarete ilave katkılar sunacak, destekleyici bir zemin…
Ya
adalet?
Şüphesiz
cesaretle atılan tüm adımların yanında adalet ve vicdan duygusu da beraberinde
taşınmalıdır ki, bütünü kapsayan bir eser yaratılabilmiş olunsun. Öyle ki bu eser;
bir düşünce, belki bir tavır, belki de kanlı canlı bir insan olarak tezahür
etsin…
En
nihayetinde kazanmak için her yolun mübah olduğu anlayışından uzak, adil olanı
ilke edinmeyi cesaretle seçerek ve bu seçimin de Evet ya da Hayır diyecek bir netlik ve kararlılıkla uygulanarak yola devam
edilmesi hâlinde gerçek ve kalıcı zaferlere ulaşılabilecektir…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder